yaratan ve bağışlayan hak teala, günahlarını affetsin, mekanını cennet etsin.
söze rahmet ve saygıyla anarak başlayalım. yine aralık ayı geldi, yine tribün şehitlerimizden biri hakkında kısa bir süre düşünme zamanı.
uzun meseleler var hala tartışılması gereken. güvenlik sorunlarıyla renklerin çatışmasıyla ve rekabetin sınırlarıyla ilgili. uzun meseleler var memlekette hukukla ilgili tartışılması gereken. ancak haddimize düşmez.
ancak kişisel olarak canımı yakan birşeyden bahsetme hakkım da kendimde mahfuzdur sanırım? her zanlı, suçu ispat edilene kadar masumdur ancak zan altında kalan kişi aklanmadığı veya yargılanmadığı sürece yasal koşullarda olmasa da insanların gözünde tam bir masumiyete kavuşamaz. buradan hareketle, mühendis oktayın katilleri arasında gösterilen bir kişinin galatasaray tribününün önde gelenlerinden birisi olması ve hatta bunla da kalmayıp çoğu maçta galatasaraydan ziyade kendisiyle ilgili tezahuratların tribünce söylenmesi, yani bu derece sempati ve bağlılık kazanması insanı hayattan soğutuyor.
godzillalar mı basacak,mesih mi görünecek, marduk mu gelecek, buzullar mı eriyecek; artık ne olacaksa olsun! soyumuz da varlığımız da temizlensin şu gezegenden, kökümüz kurusun... içimde hümanizmin zerresi kalmadı zira.
insanlık dışı hareketleriyle ilgili zan henüz ortadan kalkamamış kişiler bir tribünü yönetebiliyorlarsa, yazıklar olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder