özel güvenliğin mahiyetini, amacını, yaptığı eylemleri; amirlerinden personeline kadar aksaklıklarını, kişilerin hayatlarını tehlikeye atabildiklerini, gerekli ve lüzumlu oldukları yerlerde nasıl ortadan kaybolabildiklerini bir çok defa bu blogtan olsun, diğer sesimizi duyurabildiğimiz internet platformlarından olsun, yetkili mercileri vasıtasıyla olsun dile getirdik.
bu hususlar ile ilgili eleştirilerimizi sunarken de hukuksal aksaklıklar ve haddimizi aşmamak bakımından yeterli hukuki danışmanlıkla hareket ettik.
bu yazıyla da eleştirilerimizi ve yaşanan son gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.
ilk vukuat geçtiğimiz haftalarda akatlarda oynanan beşiktaş - galatasaray basketbol maçında yaşandı. salona girerken pankartımızı açıp güvenlik amirleri ve polislere gösterip sonrasında pankartımızı asmaya koyulduk. pota arkasına pankartımızı asarken buradaki güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle karşılaşıp kendilerine tekrardan anonsu beklemeyeceğimizi, gereken yerlerden iznimizi aldığımızı belirttik. bu esnada işimize devam ederken gösterdikleri tavır sonrası isim soyisimlerini sorup amirlerinin kim olduğunu öğrendik. aldığımız cevap amirlerinin bülent x olduğu yönünde oldu. sonrasında gördüğümüz güvenlik amirine bülent x'in kim olduğunu sorup öyle birinin hiç varolmadığını öğrendik. yani güvenlik personeli bize yalan söylemişti. amirini de alıp yanına gittik, yüzleştirdik, şikayetimizi kendilerinin yanında ilettik. söyledikleri yalanı yutmak zorunda kaldırlar.
bir sonraki vukuat inönü stadında kasımpaşa ile oynanan kupa maçında, kapalı tribünde yaşanmıştır. bilindiği üzere "tekel'in de sesi var" yazılı pankart stadda yer alan özel güvenliğin personelince aşağı çekilmiş, yukarıdan pankartını kurtarmaya çalışan 4-5 tane arkadaşımız düşme tehlikesine rağmen karşı koymuş, ancak yine de pankartlarının gasp edilmesine engel olamamışlardır. bu pankartın bu şekilde gasp edilmesinin manası nedir? şimdiye kadar bütün beşiktaşlıların övündüğü pankart zenginliğimize bu şekilde darbeler vurmanın manası nedir? bu eylemi gerçekleştiren veya bu eylemin emrini veren personellerin amaçları hedefleri nelerdir?
en son vukuatımız ise daha önceki bir yazımıza gelen bir yorum üzerine gerçekleşmiştir. bilindiği üzere, kapalı tribün güvenlik amirlerinden birisi olan celal c. isimli kişiyle yaşadığımız hatıralarımızı ve kendisiyle ilgili yönelttiğimiz tespitlere dair bu yazıya gelen yorumu aynen burada da paylaşmak istiyorum:
Anonymous dedi ki...
Ben .... ....
Senin kim olduğunu bilmiyorum.bu kadar hakaret dolu sözleri sıkıyosa yüzüme yap,birazcık yürek ve erkeklik şerefin varsa her maçta kapalının müdürüyüm sende gelirsen karşılaşırız.Bu kadar karalama ve hakaret ettiğine göre kesinlikle kuyruğuna basmışımdır.
Sen kesinlikle o şanlı BJK taraftarı olamayacak kadar şerefsiz ve ismini yazamayacak kadar korkak zavallı birisin.
İlk karşıma çıktığında kafanı kıracağım.
14 Ocak 2010 15:28
tabi ki bize de cevap hakkı doğmaktadır bu yorum üzerine. ilk olarak celal c. isimli kişiye herhangi bir hakarette bulunduğumuzu düşünmüyoruz. kendisine yönelik, tanımadığımız insanlardan gelen hakaret dolu yorumları ve sözleri kişilik haklarına saldırı olabileceğini göz önüne alarak yayınlamaktan da çekindik. yoksa bu yazımızı destekleyen 10a yakın fazla yorum geldi şimdiye kadar. ayrıca bizimle özel olarak irtibata geçmek isteyerek celal c. isimli güvenlik amiriyle ilgili şikayetlerini bize iletmek isteyen kişiler de oldu.
bu şahısın tıbbi yardım alması gerektiğini düşündüğümüzü söylemiştik. kendisinin yönelttiği bu hakaretler ve tehditlerden sonra da bu tezimiz güçlenmiş bulunmaktadır.
yine de kendisiyle muhasebemiz ne bu yorumlarla, ne bize yöneltilen tehdit ve hakaretlerle, ne de kendisini şikayet etmemizle sınırlı kalmayacaktır. bu konuda hukuki olarak danışmanlık aldığımız arkadaşlarımızla olan irtibatımız ve fikir alışverişimiz devam etmektedir.
mevzuyu hukuk zeminine taşımaktansa tehditler savurarak kapalı tribünde benim kafamı kıracağını söyleyen celal isimli güvenlik amiri şahısla ilgili benim de ayrıca, buradan belirtme ihtiyacı duymadığım, uzun vadeli planlarım bulunmaktadır.
herşeye rağmen, kafamda bazı soru işaretleri halen geçerliliğini korumakta:
ilk olarak bir güvenlik amiri ne hakla bir taraftara tehditler savurabilir?
bu "ali kıran baş kesen" tavırlarındaki şahıs emri altındaki güvenlik personellerine mi kafamı kırdıracaktır? emir erlerine benim kafamı kırmaları için ne emir verecektir? bu beşiktaşlı taraftar benim sinirimi bozdu gidin bunu linç edin mi diyecektir?
ikinci olarak, beşiktaş inönü stadı kapalı tribününde özel güvenlik güçlerinin amiri pozisyonundaki bir kişi bu kadar cesur bir şekilde fenerbahçeliliğiyle nasıl övünebilmektedir? kendisinin facebook sosyal ağ sitesindeki kişisel profiline girdiğimiz zaman karılaştığımız manzara tüylerimizi diken diken etmektedir: celal c. isimli şahıs bir fenerbahçe hayranıdır!
kapalı tribünümüz fenerbahçeli bir güvenlik amirine mi emanet edilmiştir, kapalı tribündeki taraftarların güvenliğini veya dürüst olmak gerekirse beşiktaş jimnastik kulübünün güvenliğini fenerbahçe hayranı bir kişi nasıl yerine getirebilecektir?
bir diğer sorumuz, celal c. isimli fenerbahçe hayranı şahıs bundan böyle ne yüzle beşiktaş taraftarının içerisinde yer alabilecektir?
kafamızda birçok soru işareti olsa da, hayatımda ilk defa (!) tehdit edilmenin mutluluğunu da yaşıyorum... üzüldüğüm nokta, fenerbahçeli bir şahısın beşiktaş üzerinden geçimini sağlıyor, bununla da kalmayıp bir güce ünvana ve taraftarı tehdit edebilecek cesarete kavuşabiliyor...
beşiktaş bu kadar kirlendi, lekelendi ve kabadayıları besler hale geldi mi gerçekten?
bir beşiktaşlı olarak, fenerbahçeli celal c.'ya geçim olanağı ünvan güç ve cesaret verenleri kınıyorum!
bir birey olarak, celal c. isimli şahısı, bana yöneltmiş olduğu hakaret ve tehditlerden ötürü kınıyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder