"kalbimin en orta yerinde büyük bir yangın var alevler içinde!"
ikinci yarı başlarken kutunun ortasına doğru girmeye çalışan güvenlik personelinin maksadını bana bir kişi çıkıp açıklayabilir mi?
güvenlik mensuplarını oraya yönlendiren kişiler, neyin ne amaçla güvenliğini sağlamaktadır? denizlispor maçında kendi güvenlik personeliyle başarılı bir çete oluşturarak beşiktaş taraftarını beşiktaştan ve inönü stadından soğutan, çetesine maç boyunca "istifa" diyenleri dövdüren kişiler, bugün maçtan önce kendi çetelerine bedava bilet dağıtmayı unuttuklarını anlayınca mı türk polisini, "istifa" demekten başka herhangi bir eylemi bulunmayan taraftarın içerisine yönlendirmişlerdir?
kapalı tribünün alt katında yer alan ismi lazım olmayan mahallenin çocuklarına bilet dağıtarak orada örgütlediği kızıl çeteyi, denizlispor maçında sürekli olarak beyazın üzerine saldırtan çetenin yöneticileriyle emniyet güçlerimizin ne gibi bir iş birliği bulunmaktadır?
emniyet güçlerimizin, neden denizlispor maçında bizler, bu çete tarafından acımasızca linç edilirken, kızılca kıyametin ortasında alevlerle yanarken, neden ortalıkta olmadığını sorgulamıştık. bugün gördüklerimizle beraber sanırım aradığımız cevapları da bulmuş olduk.
kapalı tribünün üst kat ortasına, kutu diye tabir ettiğimiz yere emniyet mensuplarını yönlendiren kişiler uzun zamandır tribünün kalbine hançer saplayan kişilerdir. bu kişilerin ve cürum işlemek maksadıyla tahsis ettikleri çetelerinin cezalarını, yani bu terör örgütünün cezasını millet temsilinde emniyet güçlerimizin vereceğini düşünürken, emniyet güçleri de farklı bir eylemde bulunmamışlardır. güvendiğimiz dağlara değil, güvendiğimiz deliklere karlar yağmıştır, tıpkı denizlispor maçında olduğu gibi...
unutulmaması gereken şey milletin iradesinin herşeyden üstün olduğudur.
ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, beşiktaş kongresi bağımlı ve göstermelik demokrasinin kıskacı altındadır. bir kısım oyların adresleri ve ücretleri tamamiyle belirli iken, hür ve bağımsız, beşiktaşın çıkarları için hareket eden kişilerin oyları azımsanacak sayıda kalmaktadır. bu nedenle beşiktaş kongresinde demokrasiye inanmamaktayız. beşiktaş jimnastik kulübü genel kurulu hür ve bağımsız değildir.
denetleme yapması beklenen kurullar işlevsizleştirilmiş, böylece beşiktaş borç batağına sürüklenmiş ve bundan daha elim ve daha vahim olmak üzere beşiktaş'ın itibarı zedelenmiştir.
hukuka, emniyete, demokrasiye inanmak isteyip de inanamayan bizlerin ellerindeki son kozu da milletin, yani beşiktaşlıların hür iradesidir.
kişisel olarak görüşüm, beşiktaşın kurtuluşu önümüzdeki ilk kongrede olamayacaktır (al birini vur ötekine) ancak uzun zaman sonra, millet iradesi uyanıp bu suskunluğa ve mağlubiyete son verecek, bu da kısa bir zaman içerisinde olamayacaktır!
bizler çocukluğumuzu seba'nın beşiktaşıyla geçirdik. mutlu çocuklardık, güzel rüyalarımızda tertemiz beşiktaş vardı. gençliğimiz kabuslarla dolu oldu. çocuklarımıza temiz bir beşiktaş bırakabilmek içindir çabamız, gençliğimizdeki kabusları yaşamasınlar diye, kırmızıyla lekelenen beyazları temizleyebilelim diyedir uğraşımız. ve dilimizde kartalımızın yalnızlığına dem vuran şiirler...
sadece biraz sabır, beşiktaşlıların hür iradesini toparlayıp bu kabuslardan kan ter içerisinde uyanabilmesi için biraz sabır! ama asla unutmayalım, allah'ın koyduğu yerde, kartallar daima yalnızdır!
seni karanliklara boğarlar
korkarsın kızılca kıyametlerden
bakıp bakıp uzaklara
hayallere sokulursun.
sen hep eski yerindesin biliyoruz.
hava acik oldugu zamanlar
bizi seyrediyor, seviniyorsun.
ama ne olurdu biz de
sana göründüğümüz şekilde
mabedinde huzur bulabilseydik.
atesbocekleri gibi
küçücük avucunda
yanıp yanıp sönseydik.
seneler gecip gider, doğrulursun.
bir gun olur, hepsi biter
endiseler, o cocuk uzuntun, sana yapıştırılmış lekeler
hepsi biter.
aydinlanir senin icin geceler, gunes gibi gorunursun.
biraz sabır, kartalım, biraz sabır!
ama allah'in koydugu yerde
kartallar daima yalnızdır.
* şiir için, behçet necatigil'in "yıldızlar" isimli şiirinden derlemedir.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder