alın yazımızdan mıdır bilinmez kimleri sevdiysek, yüreğimizi söke söke gittiler. belki isteyerek belki istemeyerek ama gittiler işte. onların her gidişinde yerine yenilerini koyduk biz çocuksu bir heyecanla. bu sefer tamam dedik bu sefer turnayı gözünden vurduk dedik ama yine olmadı yine olmadı.
hayata 1-0 yenik başlamanın verdiği dezavantajla yüklendik hep karşı kaleye fakat dönem toplar hep defansımızın arkasına atılmıştı ve kalecimiz çaresizdi top ağlarla her kucaklaştığında.
schuster'in gidişi de her giden gibi oldu yine. gelişiyle hissettiğimiz o çocuksu mutluluk daha dün gibi...
dayı dedik.. bağrımızın en güzel köşesinde ağırladık.
gün geldi mutluluktan havalara uçurdu bizi, oynattığı futbol heyecanımıza heyecan kattı, gelceğe umutla bakmamızı sağladı.
gün geldi her şey tersine döndü, Türkiye ligi 60ların futbolu, Avrupa ligi geleceğin futbolu oldu.
o saatten sonra bir türlü bulamadık ortasını. bulutlar siyaha çalmaya başlamıştı artık. biz biliyorduk bu filmin sonunu. yine bize hüzün görünüyordu ve tamda tahmin ettiğimiz gibi oldu. ama bu sefer beklemediğimiz bir anda geldi "the end" yazısı ekranlara.
bizler yönetimden sabır beklerken, dayımız başına gelecekleri bildiğinden midir bilinmez, tamda kendine yakışan şekilde bizlerde derin izler bırakarak topladı bavullarını.
şimdilerde yeni bir film var ekranlarımızda.
filmin adı "gelecek geçmişe emanet".
başrollerde 100. yıl kadrosunun unutulmazlarından Tayfur Havutçu var.
yardımcı erkek oyuncu olarak yine 100. yıl kadrosundan Kaan Dobra yer alıyor.
aslında benzer filmleri bir kaç sene önce görmüştük. başrolünü rızanın yada ertuğrulun oynadığı. her filmimiz gibi onlarında sonu hüsranla bitmişti.
filmlerimizin sonun neden hüsranla bittiğini yıllardır edindiğimiz tecrübelerden sonra anladık artık.
başrol oyuncularını çok seviyorduk biz ve biz kimi çok sevsek giden hep onlar oluyordu.
sevmediğimiz ne varsa ta en tepemize kuruluyor ve o meşhur türk filmlerinde ki kötü adamlar gibi bize bakıp kahkahalar atıyorlardı.
artık anladık ki o adamlar oldukça bize sevmek haram, sevinçlerimizin kursağımızda kalması mubahmış.
bundandır ki artık emin adımlarla yürüyoruz sevdiğimizin yanında.
güle güle dayı
hoşgeldin kaptan