Önce Beşiktaş
Şimdi Değilse, Ne zaman Sorulacak Bu Hesap?
Olmayan paralarla yapılan şov transferlerinin sonucunda bugün UEFA’ya gidemiyoruz.
İbra eden, oy veren, doğru yönlendirmeyen, şakşakçılık yapan, iki transferde alkışlayan, destek veren herkes suçludur ama baş sorumlu bellidir. Bu saatten sonra hesap sormak görev değil boyun borcudur.
Sorulamıyorsa o koltuklar işgal edilmemelidir.
Önce Beşiktaş
altına biz de imzamızı atarız...
evrakta sahtecilik
merak ediyorum, beşiktaş daha ne kadar dibi görecek?
evrakta sahtecilik! yani sahtekarlık, yani dolandırıcılık...
yıldırım demirören, yönetimindekiler, alkışlayanlar, ibra edenler (beşiktaşı çok güzel en bi güzel savunduğunu söyleyen başkanımız da bu kümenin içerisinde), seçimlerde oy verenler, yeter dedik diye tepemize çökenler (bkz: denizlispor maçı), kongre dernekleri fareleri, karşısına çıkmaya cesaret edemeyenler, 'hibe' adı altında daha beter borç batağına sürüklemesini gözyaşlarıyla karşılayanlar, fulya projesine ses çıkartmayanlar, yıldız futbolcu transferlerine 'büyük başgaaaan çıldırt bizi kudurt bizi' diye tezahurat dizenler, "biz fenerli miyiz lan?" diye böğürürken boynunda karagümrük atkısıyla terör saçanlar, bilet kopartıp demirörenin altını yalayanlar, bilet dağıtıp tribünün içine edenler (bu olayın faili mevcut yönetimdedir), "herkesin borcu var lan, bi beşiktaş mı batacak" diye diye bi taraflarını yayanlar, "ama beşiktaşın gayrimenkulleri var" diyecek kadar şaşkın olanlar, x kişisi olsaydı şimdi böyle olmazdı diyerek x kişisinin de yalan beyanlarda bulunan yönetimde olduğunu unutanlar, ama fener ama cimbom diye diye beşiktaşı unutanlar, "iki kupayı unutma" pankartının arkasındakiler, "sabote etmeyin uefaya gidelim" diyebilenler, oğlum başkan olmazsa şeklinde şartnameler dizenler (senin oğlun sahte belgeler sunan bir yalancıymış beyefendi), en önemlisi de halen ve halen beşiktaş kongresinin 100binden fazla üyesinin olmasını istemeyecek kadar yüzsüz olanlar;
bi söyleyin ne olursunuz, daha ne kadar dibe çekebileceksiniz, daha ne kadar çamura gömebileceksiniz, daha ne kadar kirletebileceksiniz beşiktaşı? bilelim...
daha da önemlisi, ne zaman gideceksiniz, ta cehennemin dibine kadar?
şu lekeden sonra, evrakta sahtecilik meselesinden sonra, yani aylar yıllar öncesinden beri, halen yıldırım demirörene zerre hakkını helal eden; hakkını yedirmeye, utandırılmaya, rezil olmaya, dolandırılmaya kandırılmaya ne kadar meraklıymışsın?
demirörenden şimdiye kadar hesap sormayan, soramayan yöneticiler, başkanlar; her ne kadar ibra etmiş olsanız da herşeyi tüm çıplaklığıyla gördüğünüze göre artık gerekeni yapın. "kulüpler değil kişiler cezalandırılmalı diyen demirören, lütfen bize de yardım et" diyecek kadar küçülmeyin, alçalmayın!
çünkü utanıyoruz, çünkü beşiktaşın adının sahtecilikle dolandırıcılıkla anılmasını istemiyoruz!
evrakta sahtecilik! yani sahtekarlık, yani dolandırıcılık...
yıldırım demirören, yönetimindekiler, alkışlayanlar, ibra edenler (beşiktaşı çok güzel en bi güzel savunduğunu söyleyen başkanımız da bu kümenin içerisinde), seçimlerde oy verenler, yeter dedik diye tepemize çökenler (bkz: denizlispor maçı), kongre dernekleri fareleri, karşısına çıkmaya cesaret edemeyenler, 'hibe' adı altında daha beter borç batağına sürüklemesini gözyaşlarıyla karşılayanlar, fulya projesine ses çıkartmayanlar, yıldız futbolcu transferlerine 'büyük başgaaaan çıldırt bizi kudurt bizi' diye tezahurat dizenler, "biz fenerli miyiz lan?" diye böğürürken boynunda karagümrük atkısıyla terör saçanlar, bilet kopartıp demirörenin altını yalayanlar, bilet dağıtıp tribünün içine edenler (bu olayın faili mevcut yönetimdedir), "herkesin borcu var lan, bi beşiktaş mı batacak" diye diye bi taraflarını yayanlar, "ama beşiktaşın gayrimenkulleri var" diyecek kadar şaşkın olanlar, x kişisi olsaydı şimdi böyle olmazdı diyerek x kişisinin de yalan beyanlarda bulunan yönetimde olduğunu unutanlar, ama fener ama cimbom diye diye beşiktaşı unutanlar, "iki kupayı unutma" pankartının arkasındakiler, "sabote etmeyin uefaya gidelim" diyebilenler, oğlum başkan olmazsa şeklinde şartnameler dizenler (senin oğlun sahte belgeler sunan bir yalancıymış beyefendi), en önemlisi de halen ve halen beşiktaş kongresinin 100binden fazla üyesinin olmasını istemeyecek kadar yüzsüz olanlar;
bi söyleyin ne olursunuz, daha ne kadar dibe çekebileceksiniz, daha ne kadar çamura gömebileceksiniz, daha ne kadar kirletebileceksiniz beşiktaşı? bilelim...
daha da önemlisi, ne zaman gideceksiniz, ta cehennemin dibine kadar?
şu lekeden sonra, evrakta sahtecilik meselesinden sonra, yani aylar yıllar öncesinden beri, halen yıldırım demirörene zerre hakkını helal eden; hakkını yedirmeye, utandırılmaya, rezil olmaya, dolandırılmaya kandırılmaya ne kadar meraklıymışsın?
demirörenden şimdiye kadar hesap sormayan, soramayan yöneticiler, başkanlar; her ne kadar ibra etmiş olsanız da herşeyi tüm çıplaklığıyla gördüğünüze göre artık gerekeni yapın. "kulüpler değil kişiler cezalandırılmalı diyen demirören, lütfen bize de yardım et" diyecek kadar küçülmeyin, alçalmayın!
çünkü utanıyoruz, çünkü beşiktaşın adının sahtecilikle dolandırıcılıkla anılmasını istemiyoruz!
beşiktaşın sahibi
daha önce de bu blog üzerinden birkaç birşey karalamıştım. boşluğu doldurmak zor:
"beşiktaşın gerçek sahibi......."
kimileri için beşiktaşın sahibi yönetimdir.
bu önerme o kadar saçma ki...
beşiktaşın eski yönetimi usulsüzlük ve hatta dolandırıcılığa varan eylemler işlemiş, bütün bunlar bas bas bağırılırken gayet aymazlıkla yeniden yeniden seçimlere girmiş ve kazanmış.
kimileri için beşiktaşın sahibi kongredir, genel kuruldur.
bu önerme en az önceki kadar saçma.
mevzu bahis kongre, mevzu bahis yönetimi defalarca ibra etmiş, yani hareketlerini eylemlerini onaylamış, bu da yetmezmiş gibi defalarca seçmiş. hatta o kongreden çıkan yeni başka bir yönetim defalarca ibra edilen yönetimin usulsüzlüklerini gidip uluslararası komisyonların kurulların önünde savunmak zorunda kalmış.
beşiktaşın gerçek sahibi taraftarıdır.
yapmayın, daha akılcı daha mantıklı şeylerle gelin. bu taraftar formasını giyen sporcuya veya kulübü temsil eden yöneticiye küfür de edebiliyor, kendi taraftarına saldırabiliyor, yıllarca emeğiyle sayısız başarılar kazanmış alnının teriyle o formayı yıpratmış sporcularını unutabiliyor.
beşiktaşın gerçek sahibi tarihi midir?
tarihe saplandığımız için geleceğimizi kirleten insanlardan medet ummadık mı?
beşiktaşın gerçek sahibi nedir kimdir nasıl olmalıdır?
formül açık.
aynı formül içerisinde 5 tane değişken var. tarih, sporcu, yönetim, taraftar, genel kurul. bu 5 değişken birleşmeli.
spor ve kulüp yönetiminde sporcular da yer alabilmeli. iftihar kaynağımız olan hentbol takımımız gibi beşiktaş değerlerine ahlakına tarihine sahip çıkabilen sporcularla yola devam edilmeli, formaya yakışmayan sporcular mesleki becerilerinden ötürü sirk hayvanı muamelesi görmemeli. futbolda ve basketbolda spor değerlerinden ve beşiktaşın değerlerinden uzak insanlara daha fazla tahammül edilmemeli. hentbolda muazzam bir örnek var, sporcu kişiliğini karakterini taşıyan bu beşiktaşlılar bütün branşlar için örnek teşkil edebilir.
herkes beşiktaşlı olmasın, beşiktaştan sadece başarılar isteyen kişiler farklı renklere sevdalanabilir. beşiktaş tarihi ve değerleriyle başarısızlıkları bile kabullenebilir, şerefli oldukları müddetçe...
genel kurul yapısı tamamen değişmeli. mevcut genel kurulun idare yetkileri dağıtamadığı, kendi içerisinden haklı rekabetlerle oluşan yönetim olasılıkları çıkartamadığı, ve beşiktaşın değerlerini yansıtamadığı aşikar. genel kurul üyelerinin sayısı artırılarak bunun önüne geçilebilir. ayrıca sporcuların da kulüp yönetimine dahil olması fikrindeyim. hiç kimse sevda yaşamayacak kadar profesyonel değildir. isteyen sporcu beşiktaş kulübüne üye olabilmelidir, burada koşul olarak beşiktaş forması giymesi şartı aranmamalıdır (işte bu noktada profesyonellik devreye girebilir)
bu bağlamda, genel kurul üye sayısının artırılmasıyla ilgili kampanyalar çalışmalar öneriler var. bu önerileri destekliyoruz. bir yıldırım demirören felaketinin ve utancının yeniden yaşanmaması için acilen genel kurul üye sayısı artırılmalı, üyelik kolaylaştırılmalı, halkın takımı tabiri ağızda kalmamalı ve çoğul demokrasi esaslarıyla beşiktaş kulübü yönetimini seçebilmeli.
bu öneriye karşı çıkanlar var. bazılarının mantıklı açıklamaları da var, ilgiyle takip ediyorum. ancak "elit yapı bozulur" gibi gerekçeler ortaya atan kişiler sadece midemi bulandırıyor.
kısaca özetlersek, beşiktaşın bu sahipsiz durumdan kurtulması için benim acizane önerim:
sporcuların ve taraftarın genel kurula ve yönetime katılabilmesi, her kesimin beşiktaşın tarihini ve değerlerini bilerek hareket etmesidir. beşiktaşın sahipsiz kalmaması için beşiktaş değerlerine sahip çıkan bir genel kurul oluşturulmalıdır.
"beşiktaşın gerçek sahibi......."
kimileri için beşiktaşın sahibi yönetimdir.
bu önerme o kadar saçma ki...
beşiktaşın eski yönetimi usulsüzlük ve hatta dolandırıcılığa varan eylemler işlemiş, bütün bunlar bas bas bağırılırken gayet aymazlıkla yeniden yeniden seçimlere girmiş ve kazanmış.
kimileri için beşiktaşın sahibi kongredir, genel kuruldur.
bu önerme en az önceki kadar saçma.
mevzu bahis kongre, mevzu bahis yönetimi defalarca ibra etmiş, yani hareketlerini eylemlerini onaylamış, bu da yetmezmiş gibi defalarca seçmiş. hatta o kongreden çıkan yeni başka bir yönetim defalarca ibra edilen yönetimin usulsüzlüklerini gidip uluslararası komisyonların kurulların önünde savunmak zorunda kalmış.
beşiktaşın gerçek sahibi taraftarıdır.
yapmayın, daha akılcı daha mantıklı şeylerle gelin. bu taraftar formasını giyen sporcuya veya kulübü temsil eden yöneticiye küfür de edebiliyor, kendi taraftarına saldırabiliyor, yıllarca emeğiyle sayısız başarılar kazanmış alnının teriyle o formayı yıpratmış sporcularını unutabiliyor.
beşiktaşın gerçek sahibi tarihi midir?
tarihe saplandığımız için geleceğimizi kirleten insanlardan medet ummadık mı?
beşiktaşın gerçek sahibi nedir kimdir nasıl olmalıdır?
formül açık.
aynı formül içerisinde 5 tane değişken var. tarih, sporcu, yönetim, taraftar, genel kurul. bu 5 değişken birleşmeli.
spor ve kulüp yönetiminde sporcular da yer alabilmeli. iftihar kaynağımız olan hentbol takımımız gibi beşiktaş değerlerine ahlakına tarihine sahip çıkabilen sporcularla yola devam edilmeli, formaya yakışmayan sporcular mesleki becerilerinden ötürü sirk hayvanı muamelesi görmemeli. futbolda ve basketbolda spor değerlerinden ve beşiktaşın değerlerinden uzak insanlara daha fazla tahammül edilmemeli. hentbolda muazzam bir örnek var, sporcu kişiliğini karakterini taşıyan bu beşiktaşlılar bütün branşlar için örnek teşkil edebilir.
herkes beşiktaşlı olmasın, beşiktaştan sadece başarılar isteyen kişiler farklı renklere sevdalanabilir. beşiktaş tarihi ve değerleriyle başarısızlıkları bile kabullenebilir, şerefli oldukları müddetçe...
genel kurul yapısı tamamen değişmeli. mevcut genel kurulun idare yetkileri dağıtamadığı, kendi içerisinden haklı rekabetlerle oluşan yönetim olasılıkları çıkartamadığı, ve beşiktaşın değerlerini yansıtamadığı aşikar. genel kurul üyelerinin sayısı artırılarak bunun önüne geçilebilir. ayrıca sporcuların da kulüp yönetimine dahil olması fikrindeyim. hiç kimse sevda yaşamayacak kadar profesyonel değildir. isteyen sporcu beşiktaş kulübüne üye olabilmelidir, burada koşul olarak beşiktaş forması giymesi şartı aranmamalıdır (işte bu noktada profesyonellik devreye girebilir)
bu bağlamda, genel kurul üye sayısının artırılmasıyla ilgili kampanyalar çalışmalar öneriler var. bu önerileri destekliyoruz. bir yıldırım demirören felaketinin ve utancının yeniden yaşanmaması için acilen genel kurul üye sayısı artırılmalı, üyelik kolaylaştırılmalı, halkın takımı tabiri ağızda kalmamalı ve çoğul demokrasi esaslarıyla beşiktaş kulübü yönetimini seçebilmeli.
bu öneriye karşı çıkanlar var. bazılarının mantıklı açıklamaları da var, ilgiyle takip ediyorum. ancak "elit yapı bozulur" gibi gerekçeler ortaya atan kişiler sadece midemi bulandırıyor.
kısaca özetlersek, beşiktaşın bu sahipsiz durumdan kurtulması için benim acizane önerim:
sporcuların ve taraftarın genel kurula ve yönetime katılabilmesi, her kesimin beşiktaşın tarihini ve değerlerini bilerek hareket etmesidir. beşiktaşın sahipsiz kalmaması için beşiktaş değerlerine sahip çıkan bir genel kurul oluşturulmalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)