uzundur, yazacak birşeyler bulamıyorum. ve şimdi farkediyorum, yazmak için, elif şafak'ın tabiriyle "satırlara kan dökmek" için, biraz yaralı olmam lazım, canımın acıması lazım. yoksa olmuyor! ve küçük yaşta çok derin ve çok ince yazabilirken artık yazamıyor oluşumun sebebi de bu olabilir: kanım azaldı...
şu bloga girerken ne yazacağımı bilmeden girdim. kullanıcı adı şifre kısmındaki şey dikkatimi çekti:
"beni hatırla"
onu unutmayın
bugün cenazesinde kaptan'ın, vedat abimizin, evladı söylemiş hani, "onu unutmayın!"
unutmak için uğraşıyorum nicedir. sabah gözümü açınca telefona gelen "vedat okyar'ı kaybettik" içerikli mesajı hemen silmem gibi. televizyonlarda vedat abiyle ilgili haber çıkınca değiştirmem gibi. gazeteleri okumamam gibi. sanki hiç olmadı, sanki hiç olmayacak gibi. üzmek istemez ki vedat abi...
çok şey istedi gerçi, bir çok şey... hangisi oldu hangisi olamadı, muhakemesini ancak kendisi bilir. her insan evladı gibi, doğdu, büyüdü, öldü.
buraya da beşiktaş ile alakalı olduğu için değil, insanlık, adamlık tabirleri ile ilgili olduğu için sırf, hakkında bir iki satır girilsin dedim.
kendisiyle tanışmadım, ama kendisini tanıdım.
son birkaç ayımda kaçtığım şeylerin bir kısmı onun hakkındaydı, o ve hastalığı. yüzleşmekten korktuğum için sanırım, köşe bucak saklandım. geçmiş olsun demedim rahatsızlığını ilk öğrendiğimde, hemen unutmak için çabaladım. sonra daha da kötüleştiği haberleri gelince dua ettim. daha kötü haberler gelmeye başlayınca da, "kurtul ne olur..."
bazen, hani ölümü düşündüğümde, "kolay ve aşikar ölümler nasip olur inşallah" derim kendi kendime. kolay olması kendim için, aşikar olması geride kalanlar içindir. kolay ölmedi gibime geliyor vedat kaptan. o yüzden kaçtım hep son zamanlardaki haberlerden, duyumlardan. canının acımasına tahammülüm yoktu...
bu gece, hani omurgam belki biraz bükülmeye dayanır diye, kamburumdaki nasır hafiflemişken hazır, adıyla ilgili son günlerde kaçtığım o haberlere bakayım dedim. fotoğrafı var bir tane, siyah t-shirt'lü, üzerinde "kupa bizim şampiyonluk bizim" yazan. o resmi gördüğüm an koptu zaten film.
ikiye ayırıyorum şimdi yangında ilk unutulacakları ve hatırlanması gereken şeyleri: hasta vedat abi, canı acıyan vedat abi ilki; delikanlı ve babacan, her an kızacakmış gibi şirin bakan vedat abi ikincisi. ilkini unutmak için çabalıyorum işte.
diğerini mi?
seni unutmak mümkün mü kaptan?...
3hürel'in söylediğini biz değiştirelim:
nice dertler çektik gün gelip kurtulduk
nice güzel gördük sonunda unuttuk
bir sızı var ki bağrımda yerleşip kalan
yine dökse eylül rüzgarı yaprakları
gelince bahar kuru dallar şenlenir
ama bu gönüllerde bitmez hiç hazan
bir çölün ortasında dudakları çatlamış
bir ıssız sokakta yolunu kaybetmiş
kadehlerde eriyip yokolmuşa benzer
seni unutmak yok mu seni unutmak
ne de zormuş, kaptan, seni bırakmak
sonra da erdem abiden alalım:
CANIM BENİM...
HİÇ UNUTMAM ONUNLA İLK KONUŞMAMI...
BEŞİKTAŞ TV NİN DOLMABAHÇE GÜNLERİYDİ...
TELEVİZYONA BAŞLAYALI ÇOK KISA BİR ZAMAN OLMUŞTU Kİ O GECE BÜYÜK KAPTANIN GELECEĞİNİ DUYDUM İNÖNÜ STADYUMUNDAKİ STÜDYOMUZA..
ÇIKIŞI ERTELEDİM BABA YI BEKLEDİM...
PROGRAMLARININ BAŞLAYACAĞI SAATE YAKIN YOLU KESTİP GÖZLEMEYE BAŞLADIM...
ÖNCE İLKER ATEŞ SÜZÜLDÜ KORİDORDAN İKİ ELİ CEPTE OMUZLAR DİK MAĞRUR....
İHTİYAR DELİKANLI İYİCE YAKLAŞINCA
ABİ HOŞGELDİN..ÇAY VEYA KAHVE İKRAM EDİYİM DEDİM
Bİ SİGARA DA VERİRSEN KAHVENİ İÇERİM ERDEM DEDİ.
LAFIMI OLUR ABİ...MEĞER SİGARA YASAKMIŞ ONA...
YAKLAŞIK BEŞ DAKİKA SONRA SANLI KAPTAN GÖRÜNDÜ..
SEMPATİNİN SEMBOLÜ YAVAŞ ADIMLARLA SÜZÜLÜYORDU...
KAPTANIM HOŞGELDİN...
ÇAY VEYA KAHVE İKRAM EDELİM DEDİM.
BİRAZ DÜŞÜNDÜ...
SONRA GÜLEREK.HADİ VER İÇELİM Bİ ÇAYINI DEDİ.
ELİMLE KOYDUM ÇAYINI
STÜDYONUN GİRŞİNDEKİ YERİMİ ALIP,ONU BEKLEMEYA BAŞLADIM.
İLK KEZ BİR DİALOG YAŞIŞAKTIM GÜZEL İNSANLA.
HEP YAZILARINI OKUDUĞUM.TV DE DİNLERKEN MEST OLDUĞUM MUHABBET ADAMI OLDUĞUNU BİLDİĞİM
KEŞKE BİR AKŞAM RAKI SOFRASINDA ONUNLA OTURSAM DEDİĞİM ADAM ÇOK GEÇMEDEN KARANLIĞIN UCUNDA GÖRÜNDÜ
BEMBEYAZ SAKALI AÇIK YAKA MAVİ KAZAĞI KOLYESİ,FİYAKASI,KARİZMASI...
APTAL APTAL BAKAKALDIM YÜZÜNE
BABA YÜZÜME BAKIP GÜLÜNCE ANCA TOPARLADIM.
VEDAT ABİ DEDİM
TÜM SAMİMİYETİ İLE
"CANIM BENİM" DEDİ
"ABİCİM İLKER ATEŞ'E KAHVE SANLI KAPTANA ÇAY SÖYLEDİM SANADA Bİ ÇAY VEYA KAHVE GETİREYİM" DEDİM.
BABA JET CEVAPLA,
"BEN ÖYLE ŞEYLER İÇMEM" GÜZEL İNSAN DEDİ...
ÖNCE AFFALADIM AMA SONRA ANLADIM
ALEMİN İKİ BÜYÜĞÜNDEN BİRİNİ (70 LİK RAKI) OZAMANKİ MÜDÜRÜMÜZ CEMAL ALKANIN DOLABINDAN ÇIKARDIM VEDAT ABİ NİN ÖNÜNE BIRAKTIM.
TAMAM DEDİ
ŞİMDİ SABAHA KADAR PROGRAM YAPABİLİRİZ....
MEĞER ÇOK SEVERMİŞ MUHABBETİ
SEVERMİŞTE SEVMESİNE KONUŞULMASINIDA PEK SEVMEDİĞİNİ DAHA SONRALARINI ÖĞRENDİM.
2006 YILININ SON BAHARINDA SPOR CAMİASININ BİRARAYA GELDİĞİ ÖĞLE YEMEĞİ İDİ...
MASADAKİLER BİR YANDAN YEMEK YİĞİYOR BİR YANDAN TATİL ANILARINI KONUŞUYORDU
VEDAT ABİYİ ÇOK AÇMAMIŞTI MUHABBET SESİZ TAKILIYORDU.
CAMİANIN HATIRI SAYILIR İSİMLERİNDEN FENERBAHÇELİLİĞİ İLE BİLİNEN BİRİ BİRANDA DÜRTTÜ BABAYI
VEDAT ÇOK SESSİZSİN HAYROLA ALKOLÜMÜ BIRAKTIN DEDİ.
MASADAKİLER TAM GÜLMEYE HAZIRLANIRKEN
YAPIŞTIRDI CECABI...
"CANIM.BENİM BİR AKŞAMDA İÇTİĞİMLE SEN ÜÇGÜN DUŞ ALIRSIN.SEN YEMEĞİNİ YEEE"DEDİ....
MASA BUZ KESTİ
BENSE BOYNUNA SARILIP ÖPMEMEK İÇİN ZOR TUTTUM KENDİMİ...
BUGÜN ÖĞLE NAMAZINA MÜTAKİP MUHABBETİ BİTİRDİK TEŞFİKEYE'DE
SONRA ANISINA BİR PROGRAM YAPMAK GELDİ AKLIMA BEŞİKTAŞ TV DE
SONRA YAPICAK STÜDYO BULUMADIM.
BENDE NEVALİYİ ALIP EVE GELDİM BURDA BİRAZ ANLATMAK İSTEDİM...
ŞİMDİ SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİM
BUGÜN DOSTU KAYBETTİK GÖNLÜM AĞAR YARALI
HERŞEY ÇOK BOKTAN GELİYO..
CİLA YAPIP YATICAM.
ERDEM ULUS